Merhaba arkadaslar.
Öncelikle sunu söylemeliyim: 300'e yakin blog takip ediyorum. Bunlardan hemen hemen 150'si Türk bloglari. Durum böyle olunca da tabii sevdigim blog cok oluyor. Bence blog yazmakla cok iyi yapiyoruz. Güzellik gibi 'yüzeysel' bir konu olsa da, her gün gelip bir yere bir sey yazmak güzel. Yazmak insani rahatlatir, hangi konu üzerinde olursa olsun. Bu yüzden blog yazan herkes taktiri de hak eder benim gözümde. Fakat ne kadar cok kaliteli blog varsa, o kadar da cok bastan savma / özensiz yazilan bloglar var. Tamam, blog yazmanin karsiliginda maas almiyoruz, bu bir hobi. Ama hobi dahi olsa özenle yapilmali.
Bircok blogger ile arkadas oldum son 1,5 yilda (eski blogumu silmeden devam etseydim daha da cok olurdu). Hepsi de birbirinden sempatik, seker insanlar. Bir sonraki yazimda gercekten kaliteli ve faydali bilgi verdigini düsündügüm ve orjinal olan Türkce makyaj bloglari gösterecegim sizlere.
Ilk olarak size birkac tavsiye vermek istiyorum, özellikle blog dünyasina yeni katilanlar icin. Kimseye bir sey ögretmeye calistigimi, ya da bu isi sizden daha iyi bildigimi düsündügümü sanmayin, benim buraya yazacagim seyler sadece birkac tavsiye.
Benim icin bir blogun kalitesini düsüren seyler...
- Basin bültenleri. Bunu ilk siraya yaziyorum ve hep ilk sirada kalacak. Cekilis duyurularini da bu noktaya dahil ediyorum, cünkü bunlarin da bir blogu 'kirlettigini' düsünüyorum. Bumerang midir Frisbee midir o üye oldugunuz yer, onun bir reklami ciktigi zaman bütün kumanda panelim bu reklamla doluyor. Beni blog okumaktan sogutuyor acikcasi. Ne gerek var üc bes kurus para icin blogu 'kirletmeye'? Ama eger bunu paylasan blog bu reklamlar haricinde gercekten güzel paylasimlarda bulunuyorsa, yine de takip etmeye devam ederim ve göz yumarim.
- Zayif edebiyat, yazis sekli, noktalama. Bakin, ben dogma büyüme Almanya'liyim, ömrümde okulda Türkce dersi görmedim, ama acik söylerim ki bazi bloggerlardan daha iyi Türkce yaziyorum. Bu konuda mütevazi olamam da. Ama bu durum sevinecek bir sey degil, cünkü siz daha iyi yazmamali misiniz? Siz derken hepinizi degil o 'bazi' bloggerlari kastediyorum. Belki mükemmeliyetci oldugumdandir, bilmem, ama cok asiri titizim dil konusunda. Her zaman söylerim, bir dil bir insan demektir, ama ana dilini dogru düzgün yazamayana ne demeli? Bu bloggerlarin Türkcesinin iyi olmadigini asla söylemem, eminim hepiniz muhtesem konusuyorsunuzdur ve yüz yüze konussak benden bin kat daha iyisinizdir tabii ki. Ama yazarken de dikkat göstermemiz lazim. Burasi bir chat degil, bir blog. Misal vereyim: blog yazisinin basligini tamamen kücük harflerle yazanlar var. Her ne kadar enteresan bir yazi olsa da, o basligi görünce benim hevesim yerle bir oluyor. Abarttigimi düsünüyorsunuzdur belki, evet abartiyorum, cünkü abartilacak bir konu. 'De' ve 'da' ekleri ayri yazilir (dahil anlaminda kullanilan kelimelerde). Soru sonuna takilan 'mi' 'mu' ekleri ayri yazilir, bunu okulda ögreniyorsunuz. Hadi kücük harfle yazma olayini gectim, bari özel isimleri büyük yazin. Söyle bir yazi görünce (misal) cok sinir oluyorum: the balmdan bir allik aldim ismi down boy real techniques expert face brushla uyguluyorum üzerine mac fix plas (! bunu da gördüm, evet) veriyorum. Böyle bir yaziyi ben ciddi almam.
- Basin/PR/advertorial ürünler. Blogunuz basarili mi? Süper, sizin adiniza cok sevindim! Markalar sizlere ürünlerini denemeniz icin mi gönderiyor? Daha da cok sevindim! Bu ürünleri ballandira ballandira mi anlatiyorsunuz? Tamam, iste orada durun. Bazi bloglarin ürün degerlendirmeleri tuhafima gidiyor. Markalar mi size böyle ölesiye kadar övmenizi söylüyor, yoksa gercekten mi sizin düsünceleriniz? Cogu zaman öyle yere göge sigdiramiyorlar ki, az kalsin ciddi anlamda ürünle ask yasadigini düsünüyorum bazilarinin. Kulaga sacma gelebilir, ama öyle. Eger yanlis düsünüyorsam ve siz bu ürünler hakkinda samimi düsüncelerinizi yazdiysaniz, o zaman tabii ki özür dilerim. Bir yabanci blogda cok eskiden NYX'in simli eyelinerlari hakkinda bir yazi okumustum. NYX markasi bu ürünleri o bloggera göndermis ve o blogger aslinda simden nefret ettigini her yerde bas bas bagiran bir bloggerdir. Ve aynen söyle yazmisti: "Biliyorsunuz, simden nefret ederim, ama bu simli eyelinerlari cok sevdim, cünkü bedavaydilar. Bedava kozmetigi kim sevmez? Belki bir gün sürerim ya da birilerine veririm." Böylelerine benim tepkim nasil oluyor? "Are you fucking kidding me?"
Samimi düsüncelerini anlat. Güzel konusmazsam bir daha bedava kozmetik göndermezler diye korkma. Sonucta bir makyaj blogu ilk sirada samimi olmalidir. Ne yani? Bir daha göndermeseler ne olmus? Onlarin sana bedava ürün göndermelerine muhtac misin? Hayir. Begenmediysen söyle. En azindan okurlarinin sana güveni artar.
- Orjinal olmamak. Baska bloglardan fotograf alacaksaniz, sahibinin izniyle alin ya da benim gibi isi garantiye alip sadece ve sadece kendinizin cektigi fotograflari paylasin. Bir Alman blogger taniyorum, yillardir harika yazilar paylasiyordu, fakat bir ay önce bütün yazilarinin ve bütün fotograflarinin baska bir bloggera ait oldugu ortaya cikti. Kiz hem blogu kapatmak zorunda kaldi, hem rezil oldu, hem de (simdi bomba geliyor) 4000€ ceza ödedi, cünkü fotograflarin gercek sahibi onu mahkemeye vermisti. Sizi korkutmaya calismiyorum (yalana bak, tabii ki calisiyorum). Dikkatli olun. Bu sadece fotograflar icin degil, hemen hemen her sey icin gecerli. Bazi insanlar vardir, öyle paranoiddirler ki, bütün interneti arayip tararlar, 'acaba biri benim blogdan bir seyler calip baska yerde paylasti mi' diye. Bir bloggerin kendisi tasarladigi blog dizaynini (c)alsaniz bile basiniz belaya girebilir. I'm just sayin'.
- Önyargi. High-End ürünleri mi seviyorsun? Tamam, ne güzel. Ama bu yüzden drugstore ürünlere karsi önyargili olma. Ayni sekilde drugstore seven bir insan High-End ürünlere karsi önyargili olmamali. Hic beklemedigin bir ürün öyle muhtesem cikabilir ki, sok olursun. Ben bildiginiz gibi Drugstore ürünleri kullanirim. Eskiden Drugstore ve High-End karisik kullanirdim, cünkü her iki 'kategori'den de yeni yeni seyler denemeyi cok severim. Hatta bir ara Drugstore ürünlerin kalitesiz oldugunu düsünmüslügüm vardir, ama Drugstore markalar öyle güzel koleksiyonlar cikardilar ki, fikrim hemen degisti. Her ikisine de karsi acik olmaniz lazim bence. Icerikler konusunda High-End ürünler belki biraz daha kaliteli olabilir, özellikle cilt bakim ürünleri konusunda. Ama her iki sektörden de bircok ürün son icerigine kadar ayni olabiliyor. Ben tam bir gün Douglas'ta calistim (travmatik bir gündü, zaten ayni gün istifa ettim), oraya bir yasli kadin geldi. Öyle kokostu ki, kürk giymis, boynuna bir tilki dolamis, ayaklarina Louboutin giymis, sacina da 1980 style fön cektirmis. Geldi, bir La Prairie göz kremi istedigini söyledi. Gittim istedigini aldim, kasaya getirdim. Fiyati neydi, biliyor musunuz? 280€. Say what? Ve ben ondan birkac gün önce bir Alman blogda o göz kreminin aynisinin bir drugstore üründe de bulundugunu okumustum. O Alman bloga cok güvendigim icin ve o blogger her iki kreme de sahip oldugu ve en kücük ayrintiya kadar inceleyip kiyasladigi icin onun dediklerine güvenerek kadinin iyiligi icin o drugstore ürününü önerdim. Dedim ki 'o drugstore ürün bunun yüzde yüz aynisi, nemlendirmesi, germesi, aydinlatmasi, yapisi, icerikleri, her ama her seyi ayni, kesinlikle bir dupe' dedim. Kadin bayagi ilgileniyor gibi görünüyordu. 'Hangi marka ve fiyati nedir?' diye sordu. Ben de tabii sevindim, benim tavsiyem üzerine alacak ondan diye. 4€ oldugunu duyunca resmen kriz gecirdi. 'Ay ben öyle ucuz bir seyi hayatta almam, aynisi olsa bile markasi farkli, fiyati farkli, hic benim tarzim degil. 4€'ya bir seyi asla almam.' Tabii sonunda gitti yine La Prairie'sini aldi. Üzerinde tasidigin kürkün kaplani rüyanda seni gebertsin emi.
Benim icin bir blogun kalitesini arttiran seyler...
- Objektif yorumlar. Yukarida da söyledim: eger bir ürünü degerlendiriyorsan, bunu objektif bir sekilde yap. Bazi blogerlar sadece begendikleri ürünler hakkinda konusurlar. Buna saygim vardir, sonucta herkes kendi blogunda istedigi sey hakkinda yazabilir. Ama bazen begenmediginiz, sizin icin pek ise yaramaya, faydasini görmediginiz ürünleri de degerlendirebilirsiniz. Evet, her ürün herkeste farkli sonuclar gösterebilir, ama ben sahsen bir blog okuyucusu olarak bir ürünü almadan önce hem iyi hem de kötü yorumlari okuyup sonra aklimda objektif bir resim cizerim bu üründen. Onun haricinde bir ürünü degerlendiriyorsaniz eger, her yönünden degerlendirin. Kokusu, yapisi, uygulamasi, etkisi, icerikleri, paketlemesi, kaliciligi, fiyati, ve bircok daha, özellikle pahali ürünleri tanitiyorsaniz. Cünkü bircok insan, ben dahil, bir seyi almadan önce uzun uzun arastirir. 'Ben cok begendim' demekle bitmez bu is. Uzun ve detayli yorumlar yazin, sonucta insanlar size güvenerek bu ürünleri aliyor (veya almiyor).
- Fotograflar. Kaliteli fotograflar gercekten sart. Size gidin DSLR kamera alin demiyorum, herhangi bir kamera da isi görür. Ama odaklama ayari, zoom ayari iyi olsun. Ayrica bozuk bir arka plan üzerinde cekmeyin fotograflarinizi. Temiz, en iyisi beyaz bir arka planda cekin. Ya da benim gibi cicekli bir örtü üzerinde de cekebilirsiniz, size kalmis. Ama fotografta sadece anlatacaginiz ürün bulunsun. Arkada kagit kalem vs yayilmis olmasin etrafa, cünkü benim bir okuyucu olarak gözüm o taraflara da kayiyor. En iyisi gün isiginda cekmenizi ya da iki taraftan da isik tutup öyle cekmenizi tavsiye ederim.Bir ürünün swatchini cekiyorsaniz, o zaman hem gün isiginda, hem de flasli cekin. Bazen flasli fotograflarda cok daha farkli bir rengi olabilir bir ürünün. Diyelim bir ruju anlatiyorsunuz. Her tarafindan fotograflayin. Cok fazla fotograf var diye de korkmayin, ne kadar cok fotografiniz varsa, o kadar iyi anlatabilirsiniz okuyuculariniza.
- Aktif olmak. Her gün üc-dört yazi paylasin demiyorum. Ama en azindan her iki güne bir bir yazi paylasirsaniz süper olur. Ideal olani bence her gün bir yazi paylasmaktir. Tabii bazen cok yogun oluyor insan ve blog yazmaya vakit bulamiyor, ama genel olarak aktif bir blogu herkes daha severek takip eder. Bir sonraki yazimda anlatacagim bloglar da cok aktif olan bloglardir. Ayrica neden bilmiyorum, ama cok basarili bloglar bir süre sonra aktif olmayi birakiyor. Lütfen onlar gibi olmayin.
- Yorumlara cevap vermek. Ben takipcilerimi cok seviyorum ve her biraktiklari yorum benim icin elmas degerinde. Bu yüzden de her birine ayri ayri cevap veriyorum, cünkü onlara deger veriyorum. Bazen takipcileriniz bir ürün hakkinda bilgi ister sizden, ya da mesela cilt tipi icin bir nemlendirici tavsiyesi. Elinizden geldigi kadar yardimci olun. Okurlarim ne zaman bana bir sey sorsa (yorumla olsun, maille olsun, fark etmez), benim tavsiyelerime güvendikleri icin o kadar cok seviniyorum ki, icim icime sigmiyor. Bu yüzden en ayrintili, en iyi cevabi vermeye calisiyorum ve bence herkes böyle yapmali.
- Elestiriye acik olmak. Elestiri ikiye ayrilir. Birisi yapici elestiri, digeri yikici elestiri. Genelde yikici elestirileri anonim yazarlar yapar, cünkü gercek yüzünü gösteremezler. Bu yüzden anonim yorumlari engelledim ben. Yapici elestiri aldigimda ise yine sevinirim, cünkü birisi bennim iyiligim icin dogru bulmadigi bir seyin dogrusunu anlatmaya calismis demektir. Yapici elestirilere her zaman tesekkür ederek cevap verin ve anlayis gösterin, saygi gösterin. Bazi insanlar elestiri almaktan nefret ederler ve cok sinirlenirler. Sinirlenmeniz normal, sonucta insan kendisi blogunda her seyi mükemmel yaptigini düsünür, ama bazen bizimle ayni fikirde olmayanlar da vardir ve bu insanlar tabii ki de fikrini söyleyebilirler. Kötü bir dille elestiri aldiginizda bile sakinliginizi korumaniz lazim, cünkü o yorumu yazan kisi sizin hatanizi ariyor olabilir. Bir yanlis kelimeyle 'bu blogger bana böyle böyle dedi' olur birden. Dikkat edin.
- Farklilik. Farkli konular ve farkli yazilar her zaman iyidir. Bir makyaj blogu sadece 'bitenler' yazilari icermemeli. Günün makyaji'ni paylasin, makyaj deneyimleri yapin, ürün degerlendirin, cekilis düzenleyin, yeni trendler hakkinda konusun, favoriler yazilari paylasin, ya da bazi bloggerlar gibi Instagram'da bu hafta neler paylastiginizi gösterin. Yazacak o kadar cok farkli konu var.
Daha unuttugum bir sürü nokta vardir mutlaka. Eger ekleyecek bir noktaniz varsa buyrun, yorumlara yazin. Tabii elestirebilirsiniz de, yanlis söyledigimi düsündügünüz bir sey varsa ve hakliysaniz, degistiririm elbette. Yarin paylasacagim yazida en sevdigim Türkce makyaj bloglarini gösterecegim sizlere ve bu bloglar bu saydigim seylerin hepsine uygun olanlar ve bu yüzden de en sevdigim bloglar.
Hepinize cok güzel bir gün gecirmenizi diliyorum!
- iheartsu
Öncelikle sunu söylemeliyim: 300'e yakin blog takip ediyorum. Bunlardan hemen hemen 150'si Türk bloglari. Durum böyle olunca da tabii sevdigim blog cok oluyor. Bence blog yazmakla cok iyi yapiyoruz. Güzellik gibi 'yüzeysel' bir konu olsa da, her gün gelip bir yere bir sey yazmak güzel. Yazmak insani rahatlatir, hangi konu üzerinde olursa olsun. Bu yüzden blog yazan herkes taktiri de hak eder benim gözümde. Fakat ne kadar cok kaliteli blog varsa, o kadar da cok bastan savma / özensiz yazilan bloglar var. Tamam, blog yazmanin karsiliginda maas almiyoruz, bu bir hobi. Ama hobi dahi olsa özenle yapilmali.
Bircok blogger ile arkadas oldum son 1,5 yilda (eski blogumu silmeden devam etseydim daha da cok olurdu). Hepsi de birbirinden sempatik, seker insanlar. Bir sonraki yazimda gercekten kaliteli ve faydali bilgi verdigini düsündügüm ve orjinal olan Türkce makyaj bloglari gösterecegim sizlere.
Ilk olarak size birkac tavsiye vermek istiyorum, özellikle blog dünyasina yeni katilanlar icin. Kimseye bir sey ögretmeye calistigimi, ya da bu isi sizden daha iyi bildigimi düsündügümü sanmayin, benim buraya yazacagim seyler sadece birkac tavsiye.
Benim icin bir blogun kalitesini düsüren seyler...
- Basin bültenleri. Bunu ilk siraya yaziyorum ve hep ilk sirada kalacak. Cekilis duyurularini da bu noktaya dahil ediyorum, cünkü bunlarin da bir blogu 'kirlettigini' düsünüyorum. Bumerang midir Frisbee midir o üye oldugunuz yer, onun bir reklami ciktigi zaman bütün kumanda panelim bu reklamla doluyor. Beni blog okumaktan sogutuyor acikcasi. Ne gerek var üc bes kurus para icin blogu 'kirletmeye'? Ama eger bunu paylasan blog bu reklamlar haricinde gercekten güzel paylasimlarda bulunuyorsa, yine de takip etmeye devam ederim ve göz yumarim.
- Zayif edebiyat, yazis sekli, noktalama. Bakin, ben dogma büyüme Almanya'liyim, ömrümde okulda Türkce dersi görmedim, ama acik söylerim ki bazi bloggerlardan daha iyi Türkce yaziyorum. Bu konuda mütevazi olamam da. Ama bu durum sevinecek bir sey degil, cünkü siz daha iyi yazmamali misiniz? Siz derken hepinizi degil o 'bazi' bloggerlari kastediyorum. Belki mükemmeliyetci oldugumdandir, bilmem, ama cok asiri titizim dil konusunda. Her zaman söylerim, bir dil bir insan demektir, ama ana dilini dogru düzgün yazamayana ne demeli? Bu bloggerlarin Türkcesinin iyi olmadigini asla söylemem, eminim hepiniz muhtesem konusuyorsunuzdur ve yüz yüze konussak benden bin kat daha iyisinizdir tabii ki. Ama yazarken de dikkat göstermemiz lazim. Burasi bir chat degil, bir blog. Misal vereyim: blog yazisinin basligini tamamen kücük harflerle yazanlar var. Her ne kadar enteresan bir yazi olsa da, o basligi görünce benim hevesim yerle bir oluyor. Abarttigimi düsünüyorsunuzdur belki, evet abartiyorum, cünkü abartilacak bir konu. 'De' ve 'da' ekleri ayri yazilir (dahil anlaminda kullanilan kelimelerde). Soru sonuna takilan 'mi' 'mu' ekleri ayri yazilir, bunu okulda ögreniyorsunuz. Hadi kücük harfle yazma olayini gectim, bari özel isimleri büyük yazin. Söyle bir yazi görünce (misal) cok sinir oluyorum: the balmdan bir allik aldim ismi down boy real techniques expert face brushla uyguluyorum üzerine mac fix plas (! bunu da gördüm, evet) veriyorum. Böyle bir yaziyi ben ciddi almam.
- Basin/PR/advertorial ürünler. Blogunuz basarili mi? Süper, sizin adiniza cok sevindim! Markalar sizlere ürünlerini denemeniz icin mi gönderiyor? Daha da cok sevindim! Bu ürünleri ballandira ballandira mi anlatiyorsunuz? Tamam, iste orada durun. Bazi bloglarin ürün degerlendirmeleri tuhafima gidiyor. Markalar mi size böyle ölesiye kadar övmenizi söylüyor, yoksa gercekten mi sizin düsünceleriniz? Cogu zaman öyle yere göge sigdiramiyorlar ki, az kalsin ciddi anlamda ürünle ask yasadigini düsünüyorum bazilarinin. Kulaga sacma gelebilir, ama öyle. Eger yanlis düsünüyorsam ve siz bu ürünler hakkinda samimi düsüncelerinizi yazdiysaniz, o zaman tabii ki özür dilerim. Bir yabanci blogda cok eskiden NYX'in simli eyelinerlari hakkinda bir yazi okumustum. NYX markasi bu ürünleri o bloggera göndermis ve o blogger aslinda simden nefret ettigini her yerde bas bas bagiran bir bloggerdir. Ve aynen söyle yazmisti: "Biliyorsunuz, simden nefret ederim, ama bu simli eyelinerlari cok sevdim, cünkü bedavaydilar. Bedava kozmetigi kim sevmez? Belki bir gün sürerim ya da birilerine veririm." Böylelerine benim tepkim nasil oluyor? "Are you fucking kidding me?"
Samimi düsüncelerini anlat. Güzel konusmazsam bir daha bedava kozmetik göndermezler diye korkma. Sonucta bir makyaj blogu ilk sirada samimi olmalidir. Ne yani? Bir daha göndermeseler ne olmus? Onlarin sana bedava ürün göndermelerine muhtac misin? Hayir. Begenmediysen söyle. En azindan okurlarinin sana güveni artar.
- Orjinal olmamak. Baska bloglardan fotograf alacaksaniz, sahibinin izniyle alin ya da benim gibi isi garantiye alip sadece ve sadece kendinizin cektigi fotograflari paylasin. Bir Alman blogger taniyorum, yillardir harika yazilar paylasiyordu, fakat bir ay önce bütün yazilarinin ve bütün fotograflarinin baska bir bloggera ait oldugu ortaya cikti. Kiz hem blogu kapatmak zorunda kaldi, hem rezil oldu, hem de (simdi bomba geliyor) 4000€ ceza ödedi, cünkü fotograflarin gercek sahibi onu mahkemeye vermisti. Sizi korkutmaya calismiyorum (yalana bak, tabii ki calisiyorum). Dikkatli olun. Bu sadece fotograflar icin degil, hemen hemen her sey icin gecerli. Bazi insanlar vardir, öyle paranoiddirler ki, bütün interneti arayip tararlar, 'acaba biri benim blogdan bir seyler calip baska yerde paylasti mi' diye. Bir bloggerin kendisi tasarladigi blog dizaynini (c)alsaniz bile basiniz belaya girebilir. I'm just sayin'.
- Önyargi. High-End ürünleri mi seviyorsun? Tamam, ne güzel. Ama bu yüzden drugstore ürünlere karsi önyargili olma. Ayni sekilde drugstore seven bir insan High-End ürünlere karsi önyargili olmamali. Hic beklemedigin bir ürün öyle muhtesem cikabilir ki, sok olursun. Ben bildiginiz gibi Drugstore ürünleri kullanirim. Eskiden Drugstore ve High-End karisik kullanirdim, cünkü her iki 'kategori'den de yeni yeni seyler denemeyi cok severim. Hatta bir ara Drugstore ürünlerin kalitesiz oldugunu düsünmüslügüm vardir, ama Drugstore markalar öyle güzel koleksiyonlar cikardilar ki, fikrim hemen degisti. Her ikisine de karsi acik olmaniz lazim bence. Icerikler konusunda High-End ürünler belki biraz daha kaliteli olabilir, özellikle cilt bakim ürünleri konusunda. Ama her iki sektörden de bircok ürün son icerigine kadar ayni olabiliyor. Ben tam bir gün Douglas'ta calistim (travmatik bir gündü, zaten ayni gün istifa ettim), oraya bir yasli kadin geldi. Öyle kokostu ki, kürk giymis, boynuna bir tilki dolamis, ayaklarina Louboutin giymis, sacina da 1980 style fön cektirmis. Geldi, bir La Prairie göz kremi istedigini söyledi. Gittim istedigini aldim, kasaya getirdim. Fiyati neydi, biliyor musunuz? 280€. Say what? Ve ben ondan birkac gün önce bir Alman blogda o göz kreminin aynisinin bir drugstore üründe de bulundugunu okumustum. O Alman bloga cok güvendigim icin ve o blogger her iki kreme de sahip oldugu ve en kücük ayrintiya kadar inceleyip kiyasladigi icin onun dediklerine güvenerek kadinin iyiligi icin o drugstore ürününü önerdim. Dedim ki 'o drugstore ürün bunun yüzde yüz aynisi, nemlendirmesi, germesi, aydinlatmasi, yapisi, icerikleri, her ama her seyi ayni, kesinlikle bir dupe' dedim. Kadin bayagi ilgileniyor gibi görünüyordu. 'Hangi marka ve fiyati nedir?' diye sordu. Ben de tabii sevindim, benim tavsiyem üzerine alacak ondan diye. 4€ oldugunu duyunca resmen kriz gecirdi. 'Ay ben öyle ucuz bir seyi hayatta almam, aynisi olsa bile markasi farkli, fiyati farkli, hic benim tarzim degil. 4€'ya bir seyi asla almam.' Tabii sonunda gitti yine La Prairie'sini aldi. Üzerinde tasidigin kürkün kaplani rüyanda seni gebertsin emi.
Benim icin bir blogun kalitesini arttiran seyler...
- Objektif yorumlar. Yukarida da söyledim: eger bir ürünü degerlendiriyorsan, bunu objektif bir sekilde yap. Bazi blogerlar sadece begendikleri ürünler hakkinda konusurlar. Buna saygim vardir, sonucta herkes kendi blogunda istedigi sey hakkinda yazabilir. Ama bazen begenmediginiz, sizin icin pek ise yaramaya, faydasini görmediginiz ürünleri de degerlendirebilirsiniz. Evet, her ürün herkeste farkli sonuclar gösterebilir, ama ben sahsen bir blog okuyucusu olarak bir ürünü almadan önce hem iyi hem de kötü yorumlari okuyup sonra aklimda objektif bir resim cizerim bu üründen. Onun haricinde bir ürünü degerlendiriyorsaniz eger, her yönünden degerlendirin. Kokusu, yapisi, uygulamasi, etkisi, icerikleri, paketlemesi, kaliciligi, fiyati, ve bircok daha, özellikle pahali ürünleri tanitiyorsaniz. Cünkü bircok insan, ben dahil, bir seyi almadan önce uzun uzun arastirir. 'Ben cok begendim' demekle bitmez bu is. Uzun ve detayli yorumlar yazin, sonucta insanlar size güvenerek bu ürünleri aliyor (veya almiyor).
- Fotograflar. Kaliteli fotograflar gercekten sart. Size gidin DSLR kamera alin demiyorum, herhangi bir kamera da isi görür. Ama odaklama ayari, zoom ayari iyi olsun. Ayrica bozuk bir arka plan üzerinde cekmeyin fotograflarinizi. Temiz, en iyisi beyaz bir arka planda cekin. Ya da benim gibi cicekli bir örtü üzerinde de cekebilirsiniz, size kalmis. Ama fotografta sadece anlatacaginiz ürün bulunsun. Arkada kagit kalem vs yayilmis olmasin etrafa, cünkü benim bir okuyucu olarak gözüm o taraflara da kayiyor. En iyisi gün isiginda cekmenizi ya da iki taraftan da isik tutup öyle cekmenizi tavsiye ederim.Bir ürünün swatchini cekiyorsaniz, o zaman hem gün isiginda, hem de flasli cekin. Bazen flasli fotograflarda cok daha farkli bir rengi olabilir bir ürünün. Diyelim bir ruju anlatiyorsunuz. Her tarafindan fotograflayin. Cok fazla fotograf var diye de korkmayin, ne kadar cok fotografiniz varsa, o kadar iyi anlatabilirsiniz okuyuculariniza.
- Aktif olmak. Her gün üc-dört yazi paylasin demiyorum. Ama en azindan her iki güne bir bir yazi paylasirsaniz süper olur. Ideal olani bence her gün bir yazi paylasmaktir. Tabii bazen cok yogun oluyor insan ve blog yazmaya vakit bulamiyor, ama genel olarak aktif bir blogu herkes daha severek takip eder. Bir sonraki yazimda anlatacagim bloglar da cok aktif olan bloglardir. Ayrica neden bilmiyorum, ama cok basarili bloglar bir süre sonra aktif olmayi birakiyor. Lütfen onlar gibi olmayin.
- Yorumlara cevap vermek. Ben takipcilerimi cok seviyorum ve her biraktiklari yorum benim icin elmas degerinde. Bu yüzden de her birine ayri ayri cevap veriyorum, cünkü onlara deger veriyorum. Bazen takipcileriniz bir ürün hakkinda bilgi ister sizden, ya da mesela cilt tipi icin bir nemlendirici tavsiyesi. Elinizden geldigi kadar yardimci olun. Okurlarim ne zaman bana bir sey sorsa (yorumla olsun, maille olsun, fark etmez), benim tavsiyelerime güvendikleri icin o kadar cok seviniyorum ki, icim icime sigmiyor. Bu yüzden en ayrintili, en iyi cevabi vermeye calisiyorum ve bence herkes böyle yapmali.
- Elestiriye acik olmak. Elestiri ikiye ayrilir. Birisi yapici elestiri, digeri yikici elestiri. Genelde yikici elestirileri anonim yazarlar yapar, cünkü gercek yüzünü gösteremezler. Bu yüzden anonim yorumlari engelledim ben. Yapici elestiri aldigimda ise yine sevinirim, cünkü birisi bennim iyiligim icin dogru bulmadigi bir seyin dogrusunu anlatmaya calismis demektir. Yapici elestirilere her zaman tesekkür ederek cevap verin ve anlayis gösterin, saygi gösterin. Bazi insanlar elestiri almaktan nefret ederler ve cok sinirlenirler. Sinirlenmeniz normal, sonucta insan kendisi blogunda her seyi mükemmel yaptigini düsünür, ama bazen bizimle ayni fikirde olmayanlar da vardir ve bu insanlar tabii ki de fikrini söyleyebilirler. Kötü bir dille elestiri aldiginizda bile sakinliginizi korumaniz lazim, cünkü o yorumu yazan kisi sizin hatanizi ariyor olabilir. Bir yanlis kelimeyle 'bu blogger bana böyle böyle dedi' olur birden. Dikkat edin.
- Farklilik. Farkli konular ve farkli yazilar her zaman iyidir. Bir makyaj blogu sadece 'bitenler' yazilari icermemeli. Günün makyaji'ni paylasin, makyaj deneyimleri yapin, ürün degerlendirin, cekilis düzenleyin, yeni trendler hakkinda konusun, favoriler yazilari paylasin, ya da bazi bloggerlar gibi Instagram'da bu hafta neler paylastiginizi gösterin. Yazacak o kadar cok farkli konu var.
Daha unuttugum bir sürü nokta vardir mutlaka. Eger ekleyecek bir noktaniz varsa buyrun, yorumlara yazin. Tabii elestirebilirsiniz de, yanlis söyledigimi düsündügünüz bir sey varsa ve hakliysaniz, degistiririm elbette. Yarin paylasacagim yazida en sevdigim Türkce makyaj bloglarini gösterecegim sizlere ve bu bloglar bu saydigim seylerin hepsine uygun olanlar ve bu yüzden de en sevdigim bloglar.
Hepinize cok güzel bir gün gecirmenizi diliyorum!
- iheartsu
Bloglovin': http://www.bloglovin.com/makyajtutkusu
Twitter: https://twitter.com/MakyajTutkusu
Pinterest: http://pinterest.com/makyajtutkusu/
Instagram: iheartsu
Mail: theheartscalling@gmail.com
Yazı çok iyi olmuş. tam da yeni blog yazmaya başlamışken beni çok bilgilendirdi. Ellerine sağlık.....
ReplyDeleteTesekkür ederim, umarim yardimci olabilmistir.
DeleteGüzel yazmışsın, tavsiyelerini göz önünde bulundurmaya çalışacağım. Fakat bu reklam alma olayını iş yani 'job' olarak yapanlar var, bunu da göz önünde bulundurmalısın. Türkçe konusunda ben de sana katılıyorum.
ReplyDeleteBen öylelerini zaten takip ermiyorum, ayni cekilis bloglarini takip etmedigim gibi. :-)
DeleteGüzel bir yazı olmuş. Bunlardan bazılarını ben de yapıyor muyum diye düşündüm. Özenli olma konusunda ise sana katılıyorum.
ReplyDeleteYorumlara cevap vermek çok güzel bir şey, takipçiler ile blog sahibi arasında bir bağ kuruluyor; ancak bir yoruma cevap vermiş, iki tanesine vermemiş olursa blog sahibi, o zaman oraya yorum bırakmıyorum. Neden böyle bir şey yapıyorlar ki?
Belki bazi yorumlara nasil cevap vereceklerino bilmediklerinden veya cevap vermenin gereksiz oldugunu düsündüklerindendir. :)
DeleteFiiuuuuu ellerine sağlık kuşummm!!!! <3
ReplyDeleteTam aklımdan geçenleri yazmışsın :)
Bir de bunlara ek olarak ;
-Herşeyi evini,tasını,tarağını,pijamasını bile firmalardan dilenip blogumda tanıtayım diye çırpınmayı,bi de firma yolladığı halde sırf insanlara laf sokmak için BEN ALDIM deyip durmayı,yalan yanlış yazmayı da ekleyelim:)
Yalan söyleyip ben aldim demeleri de var tabii, haklisin. :-) Ama bunu herkes yapmiyor, bu yüzden yazida söylemedim, cünkü genelde asagiya bir yere 'basin ürünüdür' gibisinden bir sey yaziyor cogu. :-)
Deletebu bana tanıdık geldi :) " tas,tarak,pijama vs vs..." :)
DeleteBasın bültenleri ve abartılı yazılar görmekten bende hiç hoşlanmıyorum. Mesela Vichy'nin BB krem bülteninin 2 gün içinde takip ettiğim çoğu blogta görmek beni üründen çoktan soğuttu.Uzun bir süre denemeyi bile düşünmüyorum.
ReplyDeleteBendeki durum da maalesef ayni.
DeleteDünden beri 1500 tane blogda aynı ürünün yazıları dönüyor. Birinciyi okudum, ikinci, üçüncü derken "N'oluyor ya?" dedim. Sonrasını "okundu olarak işaretle" diyorum. Böyle yaptıklarında "o ürün"den koşarak uzaklaşasım geliyor! Ne zannediyorlar ki? Biz şimdi koşa koşa x ürününü mü alacağız? Bildiğim kadarıyla reklam başına üç kuruş para geliyor. Ben dört kuruş vereyim de senin bu yazını okusunlar. Belki "acaba ben de bunları yapıyor muyum?" diye düşünürler. Eline sağlık Sevimcim. :)
ReplyDeleteTesekkür ederim, ama bu yazi hakkinda elestiri de aldim, demek ki bazi insanlar yazdiklarimi cok dogru bulmadi. Umarim yine de yardimci olabilmistir.
DeleteO "bazı" insanların senin dediklerini yapmak işine gelmiyordur da ondan. Sonuçta ardımızdan "snn b slk ok kib bye" şeklinde yazışan bir nesil geliyor. :)
DeleteBende blog yazıyorum. Bu yazı gerçekten de çok iyi olmuş. Sanırım benim de dikkat etmem konular var. Bilgilendirdiğin için çok teşekkürler...
ReplyDeleteUmarim yardimci olabilmisimdir, ama herkes kendini nasil rahat hissediyorsa öyle yazmali blogunu. :-)
DeleteTürkçeyi düzgün kullansınlar yeter, başka bir şey istemem:)
ReplyDeleteBence de önemli bir nokta dil. :-)
DeleteGüzel bir yazı. Bilgilendirici. Madem böyle bir yazı yazmışsın ben de bir düzeltmede bulunmak istiyorum. "-da, -de" ekleri hiçbir zaman ayrı yazılmaz, her zaman bitişik yazılır. Dahi anlamına gelen "-da, -de" eki de yoktur. Bahsettiğin şey ek değil bağlaç olan "da" ve "de"dir. Sevgiler.
ReplyDeleteOnu demek istemistim ben de, ama sanirim yanlis kelimeleri kullanmisim. Düzelttigin icin tesekkürler, bilgisayar basina gecer gecmez yaziyi düzeltecegim. Cok tesekkürler :-)
DeleteÇooook iyi yazmışsın! Tamamen katılıyorum.
ReplyDeleteÖzellikle yazım kuralları-noktalama ile ilgili yazdıklarını çok doğru. Bazı bloggerlar virgül koyma özürlü resmen. İki cümlenin noktası arasında nereden baksan dört-beş cümlelik söz sığdırıyor. Öyle olunca da anlayabilmek için defalarca okumam gerekiyor. O da hem işin eğlencesini sıkıyor hem de usandırıyor. Bu açıdan da açıklık-anlaşılabilir yazmak önemli bence :)
"Are you fucking kidding me?". Bunu ben de söylüyorum hep. :)
Evet, ben de bazi bloglarda karmakarisik cümlelerle karsilasiyorum ve desifre etmek uzun sürüyor :-) Tesekkür ederim!
DeleteBende iyi bir blogger olduğumu düşünmüyorum çünkü makyaj adına açtığım blogda kişisel saçmalıklarımı paylaşıyorum :D Makyaj blogu kişisel bloga dönüştü :D
ReplyDeleteHaha, ben de öyleyim ama, bazen konudan sapip iyice kisisel olaylar hakkinda konusuyorum, sanki günlügümmüs gibiyim bazen. :-) Ama engelleyemiyor insan, yukaeida da söylemistim, yazmak her zaman güzelir diye, ama ben konudan kopup alakasiz seyler de yaziyorum her zaman. Ah ne zaman öhrenecegim bu isi :-)
DeleteBen bloggerlara ücretsiz gönderilmiş ürün yorumlarını ancak o kişiye çok güveniyorsam okuyorum mesela. Onun dışında blogunda kendi parasıyla aldığı hiçbir şeyi paylaşmamaya yemin edenler var. Eh nereden bileyim samimiyetini? Hele hele övdüyse. Bir de "sample, açılmış ürün gönderiyorlar bize, ne büyük kabalık!" diye şikayet edenler var. Onların üzüntüsünü derinden hissediyorum... Çok trajik.
ReplyDeleteBir de 'takipçiler' için bir şey söylemeden duramayacağım. Her kalitesiz blogu birer birer takip ederlerse önüne gelen, yazmayı beceremeyen herkes böyle de blog açar. Üstelik kendi halinde olsalar bir şey demeyeceğim, devamlı beni takip et diye sıkıştırıyorlar. Kolay değil o içerikle 500+ takipçi edinmek tabii, hakkını verelim. Ya da belki cidden kolaydır.
Cekilislerde ben de sinirleniyorum, kullanilmis ürün almak bir yana, bazen kargoyu alici öder yaziyorlar. Güya hediye...
DeleteÇekilişler için değil de PR tarafından gönderilen ürünlerden bahsetmiştim.
DeleteÇok başarılı bir yazı olmuş. Özellikle fotoğraf konusuna sonuna kadar katılıyorum. Ben de yazdıklarına dikkat etmeye çalışıyorum.
ReplyDeleteBasarili olmak icin mutlaka böyle olmalisiniz demiyorum, ama basarili olmanizda yardimci olacaktir mutlaka. :-) Tesekkürler !
DeleteGüzel bir yazı olmuş. :)
ReplyDeleteTesekkür ederim!
DeleteÇok eğlenerek ve sana çok hak vererek okudum, aralara serpiştirdiğin yorumları okurken de "Hell yeah" dedim içimden resmen :) Çok tatlısın yaa, ayrıca söylediklerine de katılıyorum kesinlikle :)
ReplyDeleteBenimle ayni fikir olmana sevindim :-) Ve cok tesekkür ederim, komiklik oldun diye yazmamistim, ama seni güldürdüyse ne güzel hehe :-)
DeleteÇok bilgilendirici bir yazıydı, daha ilk ayımı dolduruyorum blog yazmada ve tavsiyelerini göz önünde bulunduracağım. :)
ReplyDeleteBenim de bu blogum üc ayi doldurdu. Keske önceki blogumu silmeseydim, yoksa simdi bir yasinda olacakti. :-) Insallah sen de blog yazmaktan cok zevk alirsin ve hep devam edersin. :-)
Deletehay eline agzina her yrine saglik bu nasil guzel bi yazi yaa en savundugum sey buu !! dilerim okurlar bloggerlarimiz.cok seviyorm bloggerlari ama is baska arkadaslik baska.eline emegine saglik.
ReplyDeleteBenim de uzun zamandir yazmak istedigim, ama bir türlü oturup yazmak icin vakit bulamadigim bir yaziydi bu. Iyi tepki almasina sevindim :-)
DeleteBazı yerlerine katılıyor, bazı kısımlarına katılmıyorum ama Türkçe olsun dil bilgisi hataları olsun, çok ''büyük'' hatalar olmadıkça eleştirmek yersiz bence, sonuçta senin bu yazında da İngilizce terimler var ''Say what,Are you fucking kidding me?'' gibi, biraz niyet önemli diye düşünüyorum kısacası, yani karşındakini nasıl görmek istersen öyle görürsün:)
ReplyDeleteBen Osmanli Türkcesi konusun demiyorum ki. :-) Bir de Ingilizce olayi bende zaten kücüklükten beri var, her köseye Ingilizce bir seyler yazar dururum valla, o hep öyleydi. :-) Ama ilk basta dedigin seyde hak veriyorum sana, büyük hatalar olmadigi sürece okuyabilirim blogu, fakat bazi günlerde asiri titizligim tutuyor, sanirim bu olay sadece bende var, cünkü gercekten biraz gicigima gidiyor yazim hatalari bazi günlerde. Kisiye bagli diyelim en iyisi, bazilari benim gibi cok takar, bazilari hic takmaz :-)
Deleteellerine sağlık canım :) dil konusuna ben de çok takılıyorum. bir de basın bültenlerine. hele dünkü kabustan sonra.
ReplyDeleteHepsi birden olunca biraz fazla oldu galiba bu fünkü basin bülteni. Ama atlattik onu da :D
DeleteDunku gercekten kabustu herkes de ayni sey , ne tesaduf ki kotu yorum yapan da yok . Ayrica cildinin yagli olmadigini hatta kuru oldugunu postlarinda belirten bir blogger arkadasimiz da kremle ilgili yorumunu yazarkem cildininyagli oldugunu kremin cildinde sorun yaratmadigini soylemis. Ilginc geldi bana .
DeleteBence de cok guzel bir yazi olmus. Bende bazi cekilisleri ne kadar begenirsem begeneyim sirf sayfamda paylasmaktan hoslanmadigim icin paylasmiyorum . Ufak tefek yazi hatalarimiz illaki oluyordur , hizli yazarken yanlis tusa bastigimizda fakat bazen cok abartanlar var bu durumu ki dogruyu soylemek gerekirse o kadar imla hatasi olan blogu okumamayi tercih ediyorum .
ReplyDeleteKesinlikle ben de! Bazen cok begendigim cekilisler oluyor, ama blogda cekilis yazisi paylasmaktan hoslanmadigim icin yapmiyorum. Allahtan bazi cekilisler blogda yayinlamayi sart kosmuyor, ama sart olanlarda bastan kaybetmid oluyorum. :-(
DeleteÇok güzel yazmşsın canım birçoklarının hislerine tercüman olmuşsun :) "Biliyorsunuz, simden nefret ederim, ama bu simli eyelinerlari cok sevdim, cünkü bedavaydilar." diyen kişi samimi konuşmuş bence :)
ReplyDeleteBiraz fazla samimi haha :D Tesekkürler!
DeleteBAZI KONULARDA HAKLISIN KESİNLİKLE.SANA YAPICI BİR ELEŞTİRİ YAPAYIM MI? BİRAZ DİLİN SİVRİ MAALESEF YORUM YAPMAYA BİRAZCIK ÇEKİNİYORUM.
ReplyDeleteTesekkür ederim :-) Ama istedigin gibi elestirebilirsin ve yorum yazabilirsin, cekinmeye gerek yok. Buyur, ne diyecektiysen söyle :-)
DeleteSivri dilli yazdigimi düsünmüyorum ben, ama herkesin görüsü farklidir tabii, saygi duyarim ve fazla ukala konustuysam özür dilerim, ama yaziyi degistirmeyi düsünmüyorum, cünkü ben bu blogda hep bu dilde yaziyorum. :-) Yine de yorum icin tesekkürler.
katılıyorum sana tatlım =) Türkçe konusunda özellikle en azından hepimiz Türk'üz ve Türk ve Türkçe kelimelerinin büyük harfle yazılması gerektiğini bilmeliyiz mesela =) şiveli yazılara gitcez gelcez gibi artık oturmuş şeylere takılmam ama bazı şeyler yok artık dedirtir durumda.
ReplyDeleteEvet, gitcez gelcez gibi seylere ben de fazla takmiyorum son zamanda, ama basi sonu belli olmayan cümleler görünce lafam karisiyor. Gecen gün bir blog buldum, neredeyse hicbir nokta veya virgül yok, yaziyi okumak öyle zordu ki...
Deletedirekt zu punkt 1. das beste aktuelle beispiel: vichy idealia.
ReplyDelete"ist jetzt guuut, wir haben's verstanden, meine fresse" diyesim geliyor.
ayrica diger maddelere de katiliyorum bebek.
Hah, genau meine Reaktion :P
DeleteDie Laune ist durch diese advertisements voll im Eimer. -.-
Yazmak kolay degil ama dil bilgisi konusunda baya sert cikmissin olabilir herkes dikkat edicek diye bi kural yok ve bana cok samimi geliyor.Ayrica izleyicim olsunda beles urun gelsin diye gobegini catlatanlar varya onlara cok ayar oluyorum.
ReplyDeleteBiraz sert cikmis olabilirim, haklisin, ama ben oldum olasi böyle dil konusunu abartirim :-) Bazi Okuyucularin da cok önem verdigini bildigim icin bloggerlara da duyurmak istedim, ve bunun önemini anlamalari icin de hafif abartili yazdim. Amacima ulasirim insallah. :-) Ve yorum icin tesekkürler!
Delete"Gebertsin e mi?" derken cümle sonuna soru işareti, mi de soru eki olduğundan e den bir boşluk bıraktıktan sonra yazılır. :))
ReplyDeleteYazı çok uzun olduğundan üstünkörü okudum ama Douglas olayını atlamadım hiç, çok güldüm sondaki cümlene :D Ama o high end e alışanlarda oluyor. Pahalıdır vardır hikmeti, ucuzdur vardır illeti mantığı :) O yüzden o kadar karşı olmamak lazım. İnsanın içinin rahat olması da önemli. O önyargıyla ilgili bir şey ve bilinir ki önyargıyı parçalamak atom parçalamaktan zordur. :))
Ah, hatami düzelttigin icin tesekkürler! Gözümden kacmis o :-) Gördün mü, ben de bu hatalari yapiyorum hala, haha :-)
DeleteVe cok haklisin, önyargiyi yikmak cok cok zor. Ama dedigin gibi aliskanliklardan dolayi oluyor böyle. Sana hak veriyorum :-)
Cok guzel toparlamissin, tamamiyla katiliyorum.
ReplyDeleteBen hic aktif bir blogger sayilmam, kaldi ki hic iddiali da degilim ama okumayi seviyorum makyaj bloglarini ve yillardir okuyorum. Yine de prensiplerim var :) Sirf blogda paylasma olayindan nefret ettigim icin asla cekilislere katilmiyorum. Hatta bir suru sart siralayan bloggerlari ciddi anlamda antipatik buluyorum. Ayrica dedigin gibi basin bultenleri saka gibi. En son, Vichy bb cream kusturdu beni mesela. Sirf bu sebepten takipten cikardiklarim var. Biraz zor bir izleyiciyim :) Ama yabanci bloglari okudukca goruyorum ki cekilisler de basin urunlerini yorumlama isi de gayet cool bir durus ve zarafetle yapilabiliyor, ornek almali.
Bence de örnek almaliyiz, ama acik söylemek gerekirse, yabanci bloglarda samimiyet konusunda bizi örnek almali. Ne Alman, ne Amerika ne de Ingiltere bloglari Türk bloglari kadar samimi ve icten degil, bunu anladim ben. Okuyucularla aralarinda büyük bir mesafe var, cok resmi, cok mesafeli konusuluyr. TR bloglarinda ise bir-iki defa yorumlastiktan sonra özelden de arkadas olunuyor. Bence bu muhtesem bir sey. :-)
Deleteçok haklısın özellikle yazım kurallarına dikkat etmeliyiz,bu basın bültenleri konusunda yazdıklarına kaılıyorum , aynı gün tüm bloglarda aynı yazı, off çook sıkıcı, sadece blogları kirletiyor bence...bu arada geçenlerde bir şahış benim diktiğim elbiselerden iki foto çalmış, bir de yazmış: yok bu ceketimi Koton'dan aldım, yok elbisem H&M ' den.bir de güya tesettürlü bir şahıs..deli mi ne :) neyse sonra birşeyler yazdım falan, kaldırmış resimleri, yani çok can sıkıcı bir durum..neyse sevgiler, blogunu çok seviyorum bu arada:)
ReplyDeleteAcemiyim diye vur beni yerlere :)
ReplyDeletehttp://nypdsena.blogspot.com/
Bunu eve gidince kesinlikle okuycam. Bende Moda ve güzellik blogu açmayı düşünüyodum. Napsam ne etsem diye kara kara düşünüyodm hatta :D
ReplyDeleteağzına sağlık Sevim. dediklerine sonuna kadar katılıyorum. senelerdir kozmetik bloglarını takip ediyorum. son 2 yılda sayıları oldukça arttı. herkes blog açıyor, açsın tabi sonuçta hobi bu ama öyleleri var ki ben dandiğim diye bağırıyor resmen. o tarz blogları takip etmiyorum.
ReplyDeletebi de beni rahatsız eden durum basın bültenleri ve gönderilen PR ürünleri. şu kadarını söyleyim en sert eleştiri yapan bloggerlar bile gönderilen ürün basın ürünü olunca böyle bir yumuşuyor, bir beğeniyor... o yüzden onların yazdıklarının çoğuna güvenmiyorum. bütün ürünlerini mi beğenirsin arkadaşım hiç mi kötü yanı yok. bedava diye mi bu kadar övgü? bi de blogda sadece basın ürünü yayınlayanlar var ki onlar da evlere şenlik. okuma listemden çıkarırım duraksamadan. oof iyice dolmuşum şu Vichy BB cream olayı gerdi beni =D
Türkçe konusuna gelince bence bir çok kişiden çok daha iyisin bu konuda.
öpüyorum seni kendine iyi bak =)
Çok içten ve keyifli bir yazı olmuş. Konuyu güzel toparlamışsın. Hepimiz dikkat edelim ki, kaliteli ve kalitesizler de ayrılsın. Bu arada sadece çekilişlere katılan bloglar var.Ben de onlara sinir oluyorum açıkcası.
ReplyDeleteGüzel yazi hazirlamisin, tesekkürler emegin icin.
ReplyDeleteyazdiklarina katiliyorum, tek birsey eklemek istiyorum:
Ben bir bloggerin tamamen anonim kalmasini sevmiyorum, yani bir kare özel resim koymamasi ilgimi azaltiyor, hevesimi kiriyor. Kimse yüzünü, bedenini, özel hayatini blog'unda tamamen paylasmasin ama azicikta olsun hayatindan, kendinden paylasmali. Yani bir göz resmi bile yeterli, az da olsa kendinden birsey katsin yazilarina (tabiki her yaziya degil). You know what I mean ? ;-)
Ayrica elestirilere acik oldugunu anlattin, bende minik bir elestiri yapmak istiyorum. Görme engelli degilim, gözlük takmiyorum ve süper görüyorum ama, su yazilarini az olsa daha büyük yaparmisin ? Genelde yazilarin uzun oluyor, bence iri harfler olursa okumasi daha kolay olur. Einfach wegen der "Leserfreundlichkeit", ich finde das wirkt gleich viel professioneller.
Ben de yeni başladım blog yazmaya. Kesinlikle bilgilendirici bir yazı olmuş. Dikkate alacağımdan emin olabilirsin :)
ReplyDeleteFirmalar ürünleri aralıklı gönderse keşke bazen böhh geliyor aynı markayı 2 hafta üst üste görünce. Fotoğraf konusu benim blogları değerlendirmemde önemli bir faktör.Net olmayan fotoğraflar özenilmemiş hissi uyandırıyor bende.
ReplyDeletesevgili makyaj tutkusu , o halde beni izlemelisin ;)
ReplyDeletekucuksirinmutluluklar.com
@ebrashca
başarılı
ReplyDeletewww.sadecemoda18.blogspot.com
siteniz güzel usta işi.
ReplyDeleteherkesi toz eder.
sizin yayınlarınızda insaf var.
ama sağlık sırları yayınları daha iyi olurdu.
magazin olsa mesela makyaj ile ilgile.
aslında bu site işi baş ağrısıdır dır...
Arkadaslar, yorumlariniz icin cok tesekkür ederim, bana katilanlar veya katilmayanlar da vardi, her yorumu okudum, fakat hepsine cevap yazamadim, kusura bakmayin lütfen. Hepinizi özledim, ve en kisa zamanda geri dönecegim. <3
ReplyDeleteBlogunu severek takip ediyorum ve çok haklısın ben de beklerim zuhalvarol.com
ReplyDeleteçok teşekkür ederiizz ilerlemeyi düşünüyorum
ReplyDeleteMerhaba benim de çok yeni blogum var ve dediklerine titizlikle dikkat ediyorum. Bir de büyük blogların yeni blogları görmezlikten gelmesi die bir olay var onu neden yazmadın? Bence onu da yazmalısın. Bazıları varki yeni açılmış blogları okumaya tenezzül etmiyor. Ben bunu çok yanlış buluyorum. Sonuçta kimse birden büyümedi herkes bu yollardan geçti. Bir de unutmadan şunu ekleyeyim. Bazıları da sadece yazıyor ama kimseyi okumuyor. Post yapayım da diye düşünüyor galiba. Saçma bence yazmak kadar okumak da çok önemli. Benim diyeceklerim bu kadar. Yazını beğendim umarım birçok blogger da dikkat eder.
ReplyDeleteBlogum yeni olmamasına rağmen bu tarz yazıları her zaman okurum. Yazınız hem çok bilgilendirici hem de çok samimi olmuş. Özellikle ben hiç fotoğraflarımın kalitesine dikkat etmiyordum ama artık özen göstereceğim :)
ReplyDeleteSevgiler..
Tavsiyeler için teşekkür ederim :) Bende 2013 yılında bir blog açmıştım ancak ilgilenemedim :/ 2014 yılı itibari ile elimden geldiği kadar yazıyorum. Bu yazını okuduğumda hemen bloguma girerek çeki düzen vermeye çalıştım. Şu an görsel olarak biraz daha iyi gibi görünüyor en azından :) Farklı şeyler olmalı konusuna da katılıyorum. Bende blogumda pek Türkçe blogların içeriğinde rastlanmayacak olan Kore cilt bakımı maskelerine yer veriyorum :) Ziyaretçi sayısı çok ancak takip 5 kişi :D yorum zaten sağolsunlar hiç yok :D Anlam veremiyordum ama artık bundan sonra biraz daha dikkatli yazmaya çalışacağım tavsiyelerin sayesinde :) Eski konularıma da bir göz gezdirip fotoğrafları düzenlemem gerekiyor sanırım :)
ReplyDeleteteşekürler başarılı yazı olmuş :)
ReplyDeletehttp://yazancafe.blogspot.com.tr
Bu yazıyı okumak gerçekten beni aydınlattı. Dobra bir yazı olmuş. Yeni blog açtığım için baya bilgilendim diyebilirim. Çok teşekkürler
ReplyDeleteBloguma göz gezdirirseniz çok sevinirim. Kocaman öpüyorumm
http://makeupbysude.blogspot.com.tr
Yazınızı hiç sıkılmadan okudum, ki bende yazım kurallarına manyak derecesinde dikkat ediyorum. Bazen bu huyum inanın beni çok yoruyor. Yeniyim, bana da beklerim. :) Harikasınız!
ReplyDelete